Fibonacci nedir? Düzeltme ve Uzatma Seviyeleri Gerçekten Ne Kadar Çalışıyor?
BY Ahmet Demir
|Kasım 26, 2025Finansal piyasalarda fiyat grafiğini açtığınızda yatay çizgilerle dolu karmaşık bir şema görmek çok zor değildir. Bu çizgilerin önemli bir kısmı Fibonacci’den gelir. Peki fibonacci nedir, neden bu kadar çok yatırımcı bu oranlara bakıyor ve gerçekten bu oranlar işe yarıyor mu, yoksa sadece “güzel görünen” matematiksel seviyelerden mi ibaret?
Bu sorulara net cevap verebilmek için önce kavramın arka planını, sonra da fiyat davranışıyla olan ilişkisini anlamak gerekir.
Aşağıda göreceğiniz gibi doğru bağlamda kullanıldığında Fibonacci sadece estetik bir oranlar seti değil; trend içindeki sağlıklı düzeltmeleri, olası dönüş alanlarını ve hedef bölgelerini somutlaştıran pratik bir araçtır.
Elbette tek başına mucize yaratmaz; ama disiplinli bir yaklaşımla risk yönetimi ve strateji tasarımında oldukça ciddi bir çerçeve sunar.
Fibonacci Kavramı ve Piyasalardaki Yeri
Fibonacci dizisinin kökeni aslında oldukça basittir: 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13… Her yeni sayı, kendisinden önce gelen iki sayının toplamıdır. Yatırımcı açısından önemli olan kısım ise bu dizinin içinden türetilen fibonacci oranlarıdır.
Örneğin bir sayıyı kendisinden bir sonraki sayıya böldüğünüzde yaklaşık 0,618; bir önceki sayıya böldüğünüzde ise 1,618 gibi oranlar elde edersiniz. Bu oranlar doğada, mimaride, hatta sanatta karşımıza çıktığı için finansal piyasalarda da “denge” halini temsil ettiğine inanılır.
Teknik analiz tarafında, bu oranlar çoğunlukla fibonacci seviyeleri şeklinde grafiğe yansıtılır:
- %23,6
- %38,2
- %50
- %61,8
- %78,6
Bu seviyeler trend içindeki düzeltmeleri ölçmek ve potansiyel destek–direnç alanlarını tahmin etmek için kullanılır. Özellikle %38,2, %50 ve %61,8 gibi alanlar, birçok yatırımcı tarafından “çekirdek” bölgeler olarak görülür. Fiyat güçlü bir yükselişten sonra bu seviyelere kadar geri çekildiğinde, yatırımcıların önemli bir kısmı “sağlıklı düzeltme mi, yoksa trendin bozulma işareti mi?” sorusuna cevap arar.
Burada küçük ama kritik bir ayrım vardır:
Fibonacci, tek başına bir sinyal üreticisi değildir. Bir seviyeye temas ettiği için piyasanın geri döneceğini varsaymak gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Daha çok, halihazırda var olan trend yapısı içinde olası duraklama ve reaksiyon bölgelerini çerçevelemek için kullanılır. Özellikle fibonacci oranları ile klasik yatay destek–direnç alanları çakıştığında bölgenin önemi belirgin şekilde artar.
Bu çerçevede trend analizi, formasyonlar ve mum çubuk davranışı devreye girdiğinde, Fibonacci seviyeleri çok daha anlamlı ve “okunabilir” hale gelir. Ayrıntılı teknik yapı için, trendin yüksek–düşük dizilimini ve fiyat dalga yapısını ele alan kaynaklar üzerinden Forex’te trend yapısını doğru okumak genellikle iyi bir başlangıç noktasıdır.
Fibonacci Düzeltmeleri: Temel Mantık
Günlük pratikte en sık kullanılan araç, Fibonacci düzeltme çizimidir. Yani yükseliş veya düşüş trendi boyunca fiyatın ne kadarının geri verildiğini ölçmek için kullanılan bir şablon.
Basit bir örnekle ilerleyelim:
Diyelim ki bir parite 1,00’dan 1,20’ye yükseldi. Burada 1,00 “swing low (salınım düşüklüğü)”, 1,20 ise “swing high (salınım yüksekliği)” olarak kabul edilir. fibonacci düzeltme seviyeleri çizildiğinde, fiyatın bu yükseliş hareketine göre hangi alanlara kadar geri çekildiği ölçülür:
- %38,2 düzeltme → 1,12 civarı
- %50 düzeltme → 1,10 civarı
- %61,8 düzeltme → 1,08 civarı gibi…
Yatırımcılar bu seviyelere bakarak “Trend devam edecekse, makul bir geri çekilme nereye kadar olabilir?” sorusuna cevap arar. Özellikle günlük ve dört saatlik grafiklerde bu bölgeler hem pozisyona girmek hem de mevcut pozisyonu korumak için referans noktaları haline gelir.
Burada okuyucuların en çok merak ettiği sorulardan biri şudur: fibonacci düzeltme seviyeleri nasıl çizilir?
Bunu kısa adımlar halinde özetlemek mümkündür:
- Önce belirgin bir trend dalgası tespit edilir (yani net bir “dip → tepe” ya da “tepe → dip”).
- Yükselen trendde, araç dipten tepeye; düşen trendde ise tepeden dibe doğru çekilir.
- Platform otomatik olarak ara düzeltme seviyelerini (örn. %23,6, %38,2, %50, %61,8, %78,6) yatay çizgiler halinde grafiğe yerleştirir.
- Yatırımcı, fiyatın bu çizgilere yaklaşımını ve verdiği tepkileri, trendin genel gücüyle birlikte yorumlar.
Bu noktada, fibonacci düzeltme seviyelerinin “mutlak” değil, olasılık temelli referanslar olduğunu unutmamak gerekir. Bazen fiyat, neredeyse milimetrik bir şekilde %61,8’den döner; bazen de seviyeyi hafifçe aşar, likidite toplar ve sonra asıl yöne hareket eder. Bunun nedeni, piyasada sadece teknik yatırımcıların değil, algoritmalardan makro fonlara kadar geniş bir oyuncu kitlesinin olmasıdır.
Dolayısıyla, pratik bir yaklaşım şöyle olabilir:
- Fiyat bir Fibonacci seviyesine gelir.
- Aynı bölgede önceki tepe/dip, yatay destek–direnç veya hacim yoğunluğu varsa seviye daha anlamlı hale gelir.
- Ardından mum formasyonları, fitil boyları, kapanış seviyeleri incelenir.
- Son adımda, risk–ödül oranı mantıklı ise, stop ve hedefler bu seviyelere göre planlanır.
Bu ilk bölümde, fibonacci nedir sorusunun temelini ve düzeltme seviyelerinin mantığını ele aldık. Bir sonraki bölümde, hem uzatma (extension) seviyelerini hem de trend gücü, zamanlama kavramı ve fibonacci düzeltme seviyeleri ile diğer araçlar (örneğin bollinger bantları stratejisi) arasındaki ilişkiyi daha ayrıntılı inceleyeceğiz.
Fibonacci Uzatma Seviyeleri ve Hedef Belirleme
Düzeltme tarafı kadar önemli olan bir diğer boyut da fiyatın nereye kadar “ilerleyebileceği” sorusudur. Yani, bir trend başladı, ara düzeltmesini yaptı; peki olası hedef alanları nerede? İşte burada devreye uzatma (extension) seviyeleri girer ve klasik fibonacci seviyeleri seti yeni oranlarla genişler.
Genellikle şu oranlar takip edilir:
- %127,2
- %161,8
- %200
- %261,8
Mantık basit ama işlevseldir: Bir ana dalga ve onu takip eden düzeltme dalgası tespit edilir, ardından bu yapıya göre uzatma aracı uygulanır. Böylece, trend tekrar hızlandığında potansiyel kar alma bölgeleri, teknik olarak tanımlanmış olur.
Örneğin, yükselen bir trendde fiyat A noktasından B noktasına yükselip C noktasına kadar düzeltme yaptıysa, A–B–C yapısı üzerine Fibonacci uzatma çizildiğinde, %127,2 veya %161,8 seviyeleri olası hedefler olarak değerlendirilir. Özellikle kısa vadeli işlemlerde, bu seviyeler hem agresif hem de daha temkinli kâr alma senaryoları üretmek için kullanılır.
Burada bir noktaya dikkat çekmek gerekir: fibonacci oranları ile hedef belirlerken, sadece “seviye var diye” körü körüne kâr alma ya da pozisyon kapama kararı verilmemelidir. Fiyat, momentum ve hacim uyumu olmadığı sürece uzatma seviyeleri de tıpkı düzeltmeler gibi sadece referans niteliği taşır.
En Çok Çalışan Düzeltme ve Uzatma Alanları
Pratik gözlemler, özellikle trend piyasalarında bazı bölgelere tekrar tekrar dönüldüğünü gösterir. Düzeltme tarafında %38,2–%50–%61,8 üçlüsü, uzatma tarafında ise %127,2 ve %161,8 çoğu grafikte “merkez” rolü üstlenir.
- Güçlü bir yükseliş trendinde, %38,2 veya %50 düzeltmenin ardından gelen hareket çoğu zaman trendin devamını işaret eder.
- Trend biraz yavaşlamışsa %61,8 civarındaki reaksiyon alanı daha kritik hale gelir; fiyat bu bölgeden dönmezse, trendin gücü sorgulanmaya başlanır.
- Devam eden hareketin hedeflerinde ise %127,2 genellikle ilk mantıklı kâr alanı, %161,8 ise daha geniş nefesli hareketler için ikinci durak olarak izlenir.
Tabii her enstrüman aynı şekilde “tepki vermez”. Bazı pariteler daha sık %38,2 civarında dönerken, bazıları neredeyse kronik şekilde %61,8 bölgesini test etmeyi sever. İşte bu nedenle, kendi grafiğinizde geçmiş veriye dönüp seviyelerin ne kadar “tutarlı” çalıştığını incelemek, teorik bilgiden çok daha faydalıdır.
Bu aşamada, seçeceğiniz swing ya da salınım noktaları da büyük önem taşır. Çok küçük dalgaları dikkate alırsanız, Fibonacci çiziminiz gürültüden etkilenir; çok geniş dalgalarda ise seviyeler pratik kararlar için fazla uzak kalabilir. Bu dengeyi kurabilmek için, işlem yaptığınız enstrümanın pip değeri, lot büyüklüğü, tipik spread yapısı gibi teknik detaylarını bilmek gerekir. İşte tam bu noktada TIO Markets bünyesindeki ürün özelliklerini inceleyerek, grafikte doğru swing noktalarını belirlemek adına sözleşme şartnamesi sayfasındaki rakamları referans almak, özellikle risk hesabı ve hedef–stop mesafelerini planlarken faydalı olabilir.
Fibonacci Saati, Zamanlama ve Dalga Yapısı
Fiyat nereye gidebilir sorusunun yanında, “Ne zaman hareket etme ihtimali yüksek?” sorusu da ayrı bir başlıktır. Burada devreye fibonacci saati kavramı, yani zaman ekseninde Fibonacci mantığının uygulanması girer.
Klasik anlamda, Fibonacci zaman dilimleri (Fibonacci time zones) ile belli aralıklarla dikey çizgiler yerleştirilir: 1, 2, 3, 5, 8, 13… Böylece, bir ana hareketin başlangıcından itibaren hangi zaman dilimlerinde yeni bir dalga veya önemli bir reaksiyon ihtimalinin arttığı takip edilir.
Pratikte, bu yaklaşımı şu şekilde düşünebilirsiniz:
- Piyasa güçlü bir yükseliş yaptı ve kritik bir tepe oluşturdu.
- Bu noktadan itibaren Fibonacci zaman dilimleri uygulandığında, belirli mum sayıları sonrasında (örneğin 5, 8 veya 13 mum sonra) olası dalga dönüşleri veya ivme değişiklikleri araştırılır.
Bu teknik, tek başına kullanıldığında çoğu zaman karmaşık ve yoruma açık kalabilir. Ancak dalga yapısı, düzeltme–uzatma seviyeleri ve volatilite ile birlikte ele alındığında, “hangi zaman aralıklarında daha dikkatli olunması gerektiği” konusunda ek bir perspektif sunar.
Özellikle intraday yani güniçi işlemlerde, zaten seans saatleri, haber akışı ve likidite dalgalanmaları büyük rol oynar. Bu nedenle, fibonacci saati yaklaşımını uygularken, ekonomik takvim ve piyasa açılış–kapanış saatlerini göz ardı etmemek gerekir. Aksi halde, sadece matematiksel bir ritmi takip etmeye çalışırken gerçek piyasa dinamiklerinden kopma riski doğar.
Fibonacci ve Diğer Teknik Araçlar: Birlikte Kullanım
Fibonacci seviyelerini tek başına kullanmak çoğu durumda yeterli olmayacaktır. Daha sağlıklı kararlar için diğer teknik araçlardan destek almak gerekir. En sık başvurulan kombinasyonlardan biri fiyat bantları ve volatilite göstergeleridir.
Örneğin, bollinger bantları stratejisi ile Fibonacci düzeltme ve uzatma alanlarını birlikte değerlendirmek sık kullanılan bir yaklaşımdır. Fiyat hem Bollinger üst bandına yaklaşmış hem de %161,8 uzatma seviyesine gelmişse, bu bölge aşırılaşmış bir hareketin ve olası kâr realizasyonunun habercisi olabilir. Benzer şekilde, düşüş trendinde hem alt banda hem de %61,8 düzeltme alanına dokunan fiyat için, en azından kısa vadeli bir tepki ihtimali masada olabilir.
Buna ek olarak, hareketli ortalamalar ve trend çizgileri de önemli rol oynar:
- %50 düzeltme seviyesinin, aynı zamanda 200 periyotluk hareketli ortalama ile çakıştığı bir bölge, teknik açıdan daha ciddi bir “yoğunluk alanı” haline gelir.
- Yükselen bir trend kanalının alt sınırı ile %38,2 veya %61,8 seviyelerinin üst üste gelmesi durumunda hem trend desteği hem de Fibonacci desteği aynı anda test edilmiş olur.
Bu tür çakışmalar (confluence), karar noktalarını güçlendirir; ancak tek bir seviye veya tek bir göstergeye aşırı güvenmek profesyonel bir yaklaşım değildir. Mümkün olduğunca farklı araçlardan gelen sinyalleri risk yönetimi perspektifiyle filtrelemek gerekir.
Son olarak, bazı yatırımcılar fiyat aksiyonuna (price action) daha fazla ağırlık verir. Fibonacci çizgilerini sadece arka plan rehberi olarak kullanıp asıl kararı mum formasyonlarına, fitil uzunluklarına ve kapanış seviyelerine göre verirler. Örneğin, %61,8 düzeltme seviyesinde güçlü bir reddedilme mumunun (uzun fitilli pin bar, engulfing vb.) oluşması, trend yönündeki işlemlerde ilave bir onay olarak değerlendirilebilir.
Bir sonraki ve son bölümde tüm bu kavramları risk yönetimi, stop–kârı alma planlaması ve strateji tasarımı çerçevesinde birleştirip hem TIO Markets platformu tarafında işlem platformunda Fibonacci araçlarını verimli kullanmak için pratik adımları hem de risk yönetimini Fibonacci seviyeleriyle güçlendirmek adına dikkat edilmesi gereken noktaları ele alacağız.
Fibonacci ile Pratik İşlem Yaklaşımı: Adım Adım
Teoriyi okumak bir şey grafiğin başına oturup karar vermek ise bambaşka bir şeydir. Bu nedenle, şimdiye kadar ele aldığımız kavramları daha somut bir çerçeveye yerleştirmek faydalı olacaktır. Aşağıdaki adımlar, elbette “tek doğru yol” değildir; ancak fibonacci seviyelerini sistemli bir şekilde kullanmak isteyen bir yatırımcı için sağlam bir iskelet sunar.
- Trend yönünü ve bağlamı belirleyin
Önce piyasanın genel yönü açısından net olmanız gerekir. Yükselen bir trendde misiniz, düşen bir trendde mi, yoksa yatay bir bantta mı? Bu soruya cevap vermeden çizilen herhangi bir Fibonacci aracı, büyük olasılıkla kararsız ve tutarsız sonuçlar üretir. - Ana dalgayı ve swing noktalarını seçin
Belirgin bir dip ve tepe aralığı seçilir. Yükseliş trendinde dipten tepeye, düşüş trendinde tepeden dibe doğru fibonacci düzeltme seviyeleri çizilir. Özellikle “gürültü” içeren küçük dalgaları filtrelemek; daha net, daha belirgin hareketleri esas almak genellikle daha sağlıklı sonuç verir. - Düzeltme seviyelerini izleyin
Fiyat %38,2, %50 veya %61,8 alanlarına yaklaştığında, piyasanın verdiği tepkiler takip edilir. Hızlı bir reddedilme, uzun fitilli mumlar, V tipi dönüşler veya sıkışan yapılar, bu bölgelerde karar alma sürecinizi destekleyebilir. - Zararı durdur /stop-loss) ve hedefleri tanımlayın
Düzeltme seviyesine göre giriş planlandıysa, zararı durdur emri genellikle bir alt düzeltme seviyesi veya son salınım (swing) noktasının ötesine yerleştirilir. Hedefler ise Fibonacci uzatma seviyelerine göre, örneğin %127,2 ve %161,8 alanlarına kademeli olarak dağıtılabilir. Böylece risk–ödül oranı daha rasyonel, daha ölçülebilir bir yapıya kavuşur. - Risk yönetimini önceleyen bir yapı kurun
Pozisyon büyüklüğü, kaldıraç kullanımı, toplam portföy riski gibi unsurlar, Fibonacci çizimlerinden bağımsız değildir. Aksine, stop mesafesi ve hedef bölgeler netleştiğinde bu rakamlar üzerinden hesaplanan bir risk planı, sürdürülebilir işlem disiplininin temelini oluşturur. Bu noktada, risk yönetimini Fibonacci seviyeleriyle güçlendirmek çoğu yatırımcı için, stratejinin kendisinden bile daha kritik hale gelebilir.
Bu adımları takip ederken fibonacci düzeltme seviyeleri nasıl çizilir sorusunun yalnızca teknik tarafına değil psikolojik tarafına da dikkat etmek gerekir. Çünkü yatırımcı, bazen seviyeyi gördüğü anda “buradan mutlaka döner” yanılgısına kapılabilir. Oysa piyasa, seviyelere karşı gelme özgürlüğüne her zaman sahiptir; önemli olan, sizin senaryonuz bozulduğunda bunu ne kadar hızlı kabul ettiğinizdir.
Fibonacci ve Zamanlama: Fırsatları Beklemek
Zamanlama, çoğu yatırımcının zorlandığı bir başlıktır. Fiyatın “nereye” gideceğini tahmin etmek kadar, “ne zaman” hareket edebileceğini öngörmek de önemlidir. Burada fibonacci saati yaklaşımı her ne kadar daha niş bir araç olsa da bazı yatırımcılar için anlamlı bir çerçeve sunabilir.
Özellikle şu tür sorular sıkça gündeme gelir:
- Düzeltme seviyesine gelmiş bir fiyat, ne kadar süre o bölgede oyalanabilir?
- Uzatma hedeflerine giden hareketler genellikle kaç mumda oluşur?
- Kısa vadeli bir dalga için 5, 8 veya 13 mumluk dilimler, davranış tekrarları içeriyor mu?
Bu soruların tek bir cevabı yoktur; her enstrüman, her dönem hatta her volatilite rejimi farklı sonuçlar doğurabilir. Ancak, geçmiş dalga yapılarını inceleyerek, belirli enstrümanlarda tekrar eden ritimler olup olmadığını gözlemlemek mümkündür. Bir başka deyişle, sadece fiyat seviyelerine değil, fiyat–zaman ilişkisine de dikkat etmek daha bütüncül bir bakış açısı kazandırır.
Bununla birlikte, fibonacci saati gibi zaman bazlı yaklaşımları uygularken işlem yaptığınız ürünün seans saatleri, likidite yoğunluğu ve önemli ekonomik verilerin açıklanma zamanları mutlaka hesaba katılmalıdır. Aksi halde, matematiksel olarak “doğru” görünen bir zaman işareti, haber akışı karşısında hızla geçersiz hale gelebilir.
Fibonacci, Bollinger ve Diğer Araçlarla Senaryo Kurmak
Modern teknik analiz pratiklerinde nadiren tek bir göstergeye dayanılır. Daha çok, birkaç aracın bir araya geldiği senaryo bazlı yaklaşımlar tercih edilir. bollinger bantları stratejisi de bu çerçevede sık kullanılan yöntemlerden biridir ve Fibonacci ile birlikte değerlendirildiğinde fiyatın aşırı bölgelerini ve muhtemel dönüş alanlarını daha net görmeye yardımcı olabilir.
Örneğin, yükseliş trendinde olan bir enstrümanı ele alırsak şu şekilde olur:
- Fiyat %50 veya %61,8 düzeltme alanına geri çekilmiş olsun.
- Aynı anda Bollinger alt bandına yakın bir konumda bulunsun.
- Hacim olağan seviyelerde panik satışını andıran aşırı bir artış göstermesin.
Bu tür bir senaryoda Fibonacci desteği ile bant desteği birlikte çalışır ve olası bir “sağlıklı düzeltme” işareti verebilir. Elbette, mum formasyonları ve trend çizgileri de bu tabloya eklendiğinde resim daha net hale gelir. Düşüş tarafında ise, %127,2 veya %161,8 uzatma seviyesi ile Bollinger üst bandının çakışması en azından geçici kâr realizasyonlarının gündeme gelebileceği bir alanı işaret edebilir.
Burada önemli olan hiçbir zaman tek bir sinyale aşırı güvenmemektir. Bir bölgeyi sadece Fibonacci, sadece bantlar veya sadece hareketli ortalamalar nedeniyle “kesin dönüş” noktası olarak görmek, uzun vadede hatalı kararların birikmesine yol açabilir. Daha dengeli bir yaklaşımda, farklı göstergelerden gelen sinyaller, risk yönetimi çerçevesinde süzgeçten geçirilir; nihai karar hem teknik hem de psikolojik açıdan sindirilmiş olmalıdır.
Fibonacci ve Disiplin: Stratejiyi Ayakta Tutan Unsur
Tecrübeli yatırımcıların sık vurguladığı bir gerçek vardır: Kullanılan araçtan bağımsız olarak, disiplin olmadan sürdürülebilir bir performans elde etmek neredeyse imkânsızdır. Bu durum, Fibonacci için de geçerlidir. Fibonacci düzeltme seviyeleri veya uzatma hedefleri ne kadar isabetli olursa olsun, aşağıdaki sorular net değilse strateji eksik kalır:
- Maksimum portföy riski nedir?
- Tek işlemde göze alınan kayıp oranı yüzde kaçtır?
- Zararı durdur, seviye bazlı mı yoksa volatilite bazlı mı belirlenmektedir?
- Kârı al bölgeleri tek seviyeye mi, yoksa kademeli çıkışlara mı göre planlanmaktadır?
Bu sorulara açık, ölçülebilir ve tekrar edilebilir cevaplar verilmediği sürece, fibonacci oranları yalnızca “güzel çizgiler” olarak kalır. Disiplinli bir yaklaşımda ise, her işlem öncesinde bu sorulara geri dönülür; işlem kapandıktan sonra da sonuçlar kaydedilerek zaman içinde hangi seviyelerin ve hangi senaryoların gerçekten işe yaradığı gözlemlenir.
Sonuç: Fibonacci nedir ve Ne Kadar Güvenilebilir?
Tüm bu anlatılanların ardından, başlangıçtaki temel soruya geri dönmekte fayda vardır: fibonacci nedir ve bu kadar çok yatırımcı neden bu seviyelere bakmaktadır?
Kısaca özetlemek gerekirse:
Fibonacci, matematiksel bir diziden türetilen oranların, finansal piyasalardaki fiyat davranışına uyarlanmış halidir. Bu oranlardan oluşan fibonacci seviyeleri, trend içindeki düzeltmelerin ve devam hareketlerinin olası duraklama alanlarını çerçevelemek için kullanılır. Düzeltme tarafında %38,2–%50–%61,8 ve uzatma tarafında %127,2–%161,8 gibi bölgeler, birçok enstrümanda sık tekrar eden alanlar olarak öne çıkar.
Ancak, bu seviyeler ne mutlak birer kehanettir ne de tek başına yeterlidir. Başarılı bir stratejinin içinde; trend analizi, volatilite, haber akışı, psikoloji ve risk yönetimiyle birlikte ele alınmalıdır. Fiyat davranışına karşı esnek, disipline karşı ise katı bir tutum sergileyen yatırımcılar için Fibonacci, iyi yapılandırılmış bir çerçeve sunar. Tam tersi durumda ise, yalnızca grafik üzerinde fazladan birkaç çizgiden ibaret kalır.
Sonuç olarak, fibonacci nedir sorusunun pratik cevabı şudur:
Doğru bağlamda, tutarlı bir risk planı ve kayıtlı bir işlem günlüğüyle birlikte kullanıldığında piyasanın ritmini daha net hissetmenizi sağlayan, güçlü ama ölçülü bir teknik araçtır. Aşırı beklentilerle değil, gerçekçi bir disiplinle yaklaşıldığında hem karar süreçlerini sadeleştirir hem de uzun vadede daha tutarlı bir işlem davranışı geliştirmenize yardımcı olabilir.

Risk feragatnamesi: CFD'ler karmaşık enstrümanlar olup, kaldıraçtan dolayı hızla para kaybedilmesi gibi yüksek seviyede risk söz konusudur. CFD'lerin işleyişini ve para kaybetme riskini alma hususunu anlayıp anlamadığınızı gözden geçirmelisiniz. Kesinlikle kaybetmeyi göze alamadığınızdan fazla para yatırmayın. Profesyonel müşterilerin karşı karşıya kaldığı kayıplar, yatırılan parayı aşabilir. Lütfen risk uyarısı politikamızı okuyun ve tam olarak anlamadığınız hususlar varsa, bağımsız profesyonel tavsiye alın. Bu bilgiler, ABD ve OFAC (Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi) dahil ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla, belirli ülkelerde/bölgelerde ikâmet edenlere gönderilmek veya bu kişilerce kullanıma yönelik değildir ve bu amaç doğrultusunda hazırlanmamıştır. Şirket, yukarıda belirtilen ülke listesini kendi takdirine bağlı olarak değiştirme hakkını saklı tutar.
Join us on social media

Ahmet Demir, mühendislik geçmişini küresel piyasalara ve yatırıma olan derin ilgisiyle birleştiriyor. Problem çözme ve veri analiziyle olan ilgisi, onu ticaret dünyasını keşfetmeye doğal olarak yönlendirdi ve burada son beş yılını pratik stratejiler ve içgörüler geliştirerek geçirdi. Yazıları aracılığıyla, Ahmet karmaşık finansal fikirleri açık ve uygulanabilir bilgilere dönüştürmeyi amaçlıyor. Misyonu, diğerlerini ticarete güvenle ve bilinçli bir zihniyetle yaklaşmaya ilham vermektir.
Related Posts





